3.8.13

sevgileri yitirmeden..

Sevmek, sevilmek, hüsran, acı, mutluluk, huzur, hasret, nefret ve keder hepsi mümkün eğer birini seviyorsak.
Birine yıllarını vermek, yollar eskitmek, yollarını beklemek, içinde yalnız onun olduğu hayaller kurmak, olsun diye dualar etmek.. Birine yıllarını vermek, senden çok şey götürüyor. Ve aynı zamanda hayata tutunmayı ve hayatın ta kendisini öğretiyor.
6 yılı devirdik Haziranın sonunda Romeo'mla..
Ve ben geçtiğimiz 6 ay boyunca sancılı zamanlardan geçtim..
Biriyle uzun yıllar birlikte olmak demek, alışkanlık, bağlılık ve sonsuz güven duygusuyla yaşamak demek.
Ama o güven duygusu biraz sarsıldı mı hiçbir taş tekrar yerine oturmuyor.
İnsanız ve her şey insanlar için. Hatalar yapıp dersler çıkarıyoruz.
Bazen sevdiğimize sarılıp unutuyoruz, tüm olanları bazen de başımızı alıp gitmek istiyoruz.
Tüm şehirden, tüm insanlardan uzakta olmak.. Zaten somut olarak uzaklaşamasak da aklımız, kalbimiz bizimle olmuyor. Ben, kalbim ve aklım aylardır buralarda değiliz.
Romeo'm artık benim sevdiğim o insan değildi, uzun zamandır.
Hatalar yaptı, düzeltmek için bir sürü zaman aştı. Ben artık tamamen yitirme noktasına geldiğimde ise benim asıl tanıdığım o insan oluverdi. Hala o kadar şaşkınım ki.. Ve bir o kadar kızgın..
Neden sevdiklerimizi yitirmeden anlamıyoruz, kıymetini..
Neden hep o "son an" gelmeden asıl yapmamız gerekenleri yapmıyoruz?

Öyle sonsuz bir sevgi var ki içimde hepsini vermek için var gücümle uğraşıyorum. Öyle içten, öyle uçsuz seviyorum ki sevdiğim insan bunun birazını bile göremese şüpheye düşüyor. İşte bu da, benim zaafım. Onu o kadar çok alıştırmışım ki sevgiye, ilgiye.. Bunca yıl gözüme görünmemiş aynı şekilde ilgi görmemek. Ya da alışkanlıklar yüzünden her şey monotonlaşmış ve ben kendimi ilgisiz, özen gösterilmeyen biri olarak bulmuşum. "Sana verecek sevgim çok" diyor, bana. Biliyorum beni ne kadar sevdiğini. Ama kadınız ya her an ilgiye muhtacız. Öyle benimsemiş ki beni nasılsa, Eliane benimle, hep benimle kalacak sanmış.. Yeni anladı ne kadar zaman geçerse geçsin sevginin tek başına bir şey ifade etmeyeceğini.. "Seni kaybetmekten çok korkuyorum" diyebilmenin gururla bir ilgisi olmadığını yeni anladı.
Mektuplar yazdı, çiçekler aldı, beni pamuklara sardı.
Şimdi bir kararın, dönemecin eşiğindeyim.
Şimdi ona son bir şans vermenin zamanı.
Ömrümce beni çok sevecek biri daha olmayacak.
Olacaksa o, olsun.
Sana hala ilk günkü gibi gözlerim ışıldayarak bakıyorum, diyor ya ihtiyarlayınca da öyle baksın.
Biz hep sevelim.


6 yorum:

  1. erkekler öle rahattır işte.
    bi salla sen onu uyandır biraz.
    kaybetmekten korkusun.
    bak bu önemli bişi ki.
    faydalı bişi.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle öyle deep, o korku insanı nasıl da değiştiriyormuş meğer..

      Sil
  2. Sevdiğini söyleyince değil arkanı dönüp gidebileceğini gösterdiğinde seviyor insanoğlu karşısındakini. Garip yaratıklarız...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke sırt sırta gelmesek değil mi? Hep böyle içten ve sevgiyle sarılsak..

      Sil