Bol güneşli bir
İstanbul gününde, kulağımda müzik metrobüsün boğuculuğuna aldırmadan bir yakadan bir yakaya ilerliyorum. İstanbul öyle büyülü bir şehir ki hiçbir olumsuzluk, şehrin kalabalığı, yorgun kaldırımlar hatta bezmiş insanlar
hani gözlerinde hep telaş olanlar, onlar bile İstanbul'dan kopamazlar...
Yine aynı radyo, o da İstanbul kadar olmasa da büyülü:
Joy Fm!
Boğaz'ın tam ortasındayım. Her gördüğümde sanki ilk kez görmüş gibi aynı heyecanla, aynı merakla bakıyorum, denize, vapurlara, martılara, bulutlara, çok sevdiğim
Galata Kulesi'ne, şehre...
İstanbul'a aşık olmak, büyüsüne kapılmak için bir kere daha doğmaya gerek yok. Işığına, tılsımına kapılmak için
başka bir hayat gerekmiyor... Sadece bir kere köprünün üstünden
sevgilinmiş gibi bak, ona. Ne kadar
nazlı ve bir o kadar davetkâr olduğunu göreceksin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder