Küçükken en sevdiğim şey, çamurdan evler yapmaktı. Sonra tek tek eşyalarını da yapardım. Yüzüm gözüm kir içinde eve dönmediğim gün yoktu. Hem de hiç dert etmezdim, o pasaklı halimle mutluydum, ben. Ama ne zaman ki ellerim büyüdü o küçük dünyama sığamaz oldum. İşte o çok istediğim "büyümek" gelip çatmıştı, kapıma.. Büyüdükçe o mutlu günlerimi arar oldum. Ne zaman bu kadar her şeyden uzaklaştım, soyutladım kendimi, bilmiyorum. İnsan hayatın içinde gerçekten yoğruluyor, geriye baktığında ise her şeyden biraz eksik..
Henüz 22 yaşımda keşkelerle dolu bir hayat bırakıyorum, ardımda. Oysa hayatı, her anını doyasıya yaşamalı.. Yaşamalı ama nasıl, ne zaman, nerede?
Pastalar yapar kiremit tozları ve tebeşir tozları ile süsler üstüne lale soğanı yaprağı dikerdik..Bazen onları sebze yemeği yapar hayalcikten yerdik ..Çocukluğuma döndüm sanki.
YanıtlaSilNe kadar güzelmiş, gerçekmiş her şey. Dönebilsek keşke :/
Silbiz de ağaçlardan yaprak toplar, içine de çamur koyup sarma sarardık =) ah çocukluk, ne güzeldir.
SilAh biz kızlar hep evcilik peşindeymişiz zaten :) Kesinlikle öyle :) Neyse ki doya doya yaşadığımı düşünüyorum, hiç eve girmezdim :)
Silben de çok dolu geçirdim çocukluğumu ama doyamadım bir türlü. içimde bir çocuk, hep çocuk hep. =)
SilHiç ölmesin o çocuk, hep o çocuk ruhu içimizde yaşasın :)
SilBende doya doya yaşadım devamlı dağda bayırda oyun oynardık şimdi çocuklar hep internet oyunları biliyor ve bu çok üzücü insan korkusundan sokağa bırakamıyor devir kötü oldu artık :/
SilMalesef öyle Gülnihal :/ Kim bilir bizim çocuklarımıza kadar neler değişecek, daha..
Sil