Mesela iş yerim, evime çok çok yakın bir yere taşınıyor. Şans..
Ama aynı zamanda tüm o taşınma evresi, koliler, iş yükü ve stres bir arada.
Yine aynı iş yerim, 30 Ağustos'u da bahane edip şuan içinde bulunduğumuz tüm haftayı tatil ilan ediyor! Bu da hafta sonları ile birlikte koskoca bir 9 gün demek.
Ama şirketler grubunun taşınan kısmında yer aldığım için geçtiğimiz 3 günü çalışarak geçirmem şanstan sayılmıyor..
Pollyanna ben, tüm bu durumları olumlu alıp şuanda içinde bulunduğum 4 günlük tatilime bir şans veriyorum :)
Akşam yatmadan tesadüfen gördüğüm the lucky one yani şanslı biri filmini şuanda izlemiş bulunmaktayım.
Kısacası şuan tatilde ve akşam bu filmi bulmuş olmasaydım izledikten sonra gelip hemen buraya yazma hissim de olmayacaktı. Yani başka bir gün başka bir an belki izleme ihtimalim yine olurdu ama şuan en kıymetli zamanımdayım!
Filme gelince, izlediğim en tatlı, en romantik ve aynı zamanda tüm romantik filmlerin içinden konusuyla sıyrılan bir film. Akıp götüren bir yüz dakika.. Aslında kaderimiz üzerine kurulu. Bizim "kaderde varsa" sözümüz, tam da bu film için söylenmiş.. Gerçek hayatta bu kadarı oluyor mudur hala emin değilim ama kurgusunu izlemek bile umut veriyor. Belki tüm bu şansların içinden biri de bu yazıyı görüp filmi izlemek ister, ben de o şansın bir parçası olurum, kim bilir?
İzlerken print-screen ettiğim bir sahne :)
Vee pek tabii Zac Efron gerçeği de filmi unutulmaz yapmaya yetiyor :)
bu çok güzel bir film ben çok severek izledim .)
YanıtlaSilDimi dimi ben de çok sevdim Nesrin :)
Silheey bu filmi kışın izleyip yazmıştım.
YanıtlaSilromantikti güzeldi.
:)
bi deeee, hayatın fena değil ki.
tatil de ne güzeldir yaaa.
:)
Evettt çok güzeldi deep :)
YanıtlaSilYani yaşıyoruz, çok şükür der gibi..
Tatil gibisi yok :)