17.12.12

sorular ve cevaplar, mimlendim!

Canım blogum bana küstü biliyorum ama canım blog arkadaşlarım henüz küsmemişler ve beni mimlemişler :)
Ben de bir mim canavarı olarak hemen cevaplıyorum. Şanselize Bulvarı'nın tatlı sahibesi Şükriye'ye ve bu da mı gol değil'in sahibi Mr.E'ye teşekkür ediyorum.
O zaman mim zamanı!

-Mantığın mı yoksa duyguların mı ön plandadır?

Öyle duygusalım ve öyle duygularımla hareket ediyorum ki bazen kafamı nereden atsam demiyorum, değil.
Ama başka türlüsü de elimde değil. Yine de bana biraz mantıklı tarafımdan da gerek. En azından içimi rahatlatmak için. O yüzdeeeennnnn biri üstüme mantığımdan atsın, lütfen :P

-İnsanlar neden mutlu değiller? Niye gözlerinin önündeki mutlulukları görmüyor ve şükretmesini bilmiyorlar?

Tam da benlik bir soru oldu, işte bu. Öyle ki üzerine kitap bile yazarım!(!)
İnsanlar mutlu değiller çünkü, aradıkları şeyi bulamıyorlar. Ruh ile beden arasındaki o ince çizgi arasında yaşıyoruz, aslında. Birisi parmak ucuyla bile dokunsa nefes alacağız. Kimse kimseye dokunmuyor. Ruhunu göremiyor. Ve insanlar tüm bu ikilemlerin arasında bocalarken önündeki mutlulukları da ıskalıyor, elbette. Ya da o anlık oluyor, tadı hep damakta kalan cinsten küçük mutluluklar yaşıyoruz. İçimizdeki o derin yarayı kapatmıyor, hiçbir şey. İç huzuru denen o şey hiçbir zaman tamam olmuyor. Şükretmeyi elbette biliyoruz, sadece aradığımız şeyde aklımız, kalbimiz ve biz.

-Çok para harcayıp keşke almasaydım ya da harcamasaydım dediğin bir şey var mı?

Bu konuda gayet kendime güveniyorum çünkü hiçbir şeye gereğinden fazla para harcamıyorum. Sadece kitaplarım için ne kadar olursa olsun servetim( nasıl bir servetim varsa ben bile bilemedim:) neyse harcayabilirim :) Çünkü asıl servet, onlar :)

-Haklı olduğun bir konuda kendini savunur musun yoksa susmak adalet mi dersin?

Haksızlık, şu hayatta tahammül edemediğim yegane şeylerden!
Minibüs sırasında bile bir kişi öne geçti diye yaygarayı koparan biriyim, ben :)
Ama işte bu bazen insana zarar da verebiliyor :/ Özellikle iş yerinde kendimi nasıl tutuyorum, ben bile hayret ediyorum. 2 buçuk aydır susmadım, ne gördüysem ne olduysa bastım yine yaygarayı, baktım nasıl olduğunu anlamadığım bir oyunlarla olaylar benim başıma patlıyor, sakin olmayı öğreniyorum. Öğrenmeliyim.

-Tok gözlü müsün yoksa her şeyim olsun diyenlerden misin?

Ne kadarına sahip olabileceğimi ve sınırlarımı bildiğim ölçüde yaşamayı tercih ediyorum.
Eğer bir şeyin olması için zaman gerekiyorsa beklerim, ve sahip olduğum şeylerin kıymetini bilirim. En ufak şeyden, maddi olarak en değerli olanına kadar hepsi benim için özeldir.
Biliyorum ki her şeye sahip olsaydım, hayat benim için daha da zor olurdu..

Mim, isteyen herkese gelsin :)

8 yorum:

  1. Mis gibi olmuş eline sağlık, özellikle 2. sorunun cevabını, yaptığın yorumdan sonra ayrıca okudum, ne dediğini çok iyi anladım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tekrar çok teşekkürler :) İnsanoğluyuz işte :)

      Sil
  2. para konusunda benzeriz demek.arada bir bana da göz atarsan bende de mimlenmiş olduğunu göreblirsin;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte kafamı nereden atsam dediğim anlardan biri :/ Bloguma uğrayıp hiçbir şeye bakmayınca böyle oluyor :( Nasıl özür dilesem Ebru bilmiyorum, gerçekten çok mahcup oldum :(

      Sil
  3. para konusunda ben de öyleyim.Kitap işini şehir dışına çıkınca daha fazla yapıyorum ben.Dediğim gibi en değerli servetim kitaplarım:)Neden insanlar mutlu değil sorusuna verdiğin cevabı doğru buluyorum.Bak bunu hiç düşünmemişim ben.Yaşıyorum ama düşünmemişim işte;))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tek sorun tutumlu olamamam :)
      Daha büyük servet olamazdı :)
      Yaşarken farkına varamamış olabilirsin, olur öyle :)

      Sil
  4. o ikinci yorum varya öyle doğru ki.Hemde öyle güzel kelimelere dökmüşsün ki eliane'ım anlatamam :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen zaten benim ruh ikizim oldun artık Gülnihal'im :)
      Birbirimizin içini okuyoruz..

      Sil